İçindekiler
Sosyal Medya ve Etkileri
Sosyal ağlar; bloglar, mikrobloglar, mesajlaşma programları, forum siteleri, internet siteleri ve içerik paylaşım sitelerinin toplamıdır. Sosyal medya platformları internet aracılığıyla bilgi ve/veya içerik üretmeyi ve paylaşmayı sağlayan platformlardır. En yaygın kullanılan sosyal medya ağları olarak instagram, facebook, twitter, youtube, tiktok gibi platformları söyleyebiliriz.
Sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile beraber etkileri de belirgin hale gelmeye başlamıştır. Sosyal medyada gerçek ya da sanal kimlik ile iletişim kurulabilmektedir. Sanal kimlikle iletişim kurma şansı gerçek kimliğini saklamak isteyen, içekapanık olan, sosyal anlamda kaygıları olan kişiler için cazip bir durumdur. Sosyal medya üzerinden kısa sürede yeni iletişimler kurabilmek ve iletişimleri sonlandırmak da mümkün hale gelmiştir. Sosyal medyanın, kişinin bağımsızlığını ve başarı duygusunu arttırabilmesi, kişiye iyi hissettirebilmesi gibi olumlu özellikleri vardır.
Kişinin toplumdan soyutlanma ihtimali, kişide zamanla oluşabilecek ve artabilecek bağımlılık hali, zamanla azalabilecek mahremiyet duygusu ve özel yaşamın ifşası gibi olumsuz risk unsurları da vardır. Özellikle sık karşılaştığımız bir unsur olan FOMO (fear of missing out/kaybetme korkusu); sosyal medya kullanıcılarının yapılan diğer paylaşımları kaçırma korkusu içinde olmasıdır. Sosyal medya kullanan kişiler, diğer kullanıcılar ile sürekli olarak karşılıklı paylaşımda veya bağlantıda olmak isterler. Paylaşımda bulunamazlarsa eksiklik hissederek takıntılı bir hale gelebilirler. Bu durum kişide zamanla bağımlılık halini üreten etkenlerdendir.

Sosyal Medya Bağımlılığı Belirtileri:
- Sürekli çevrimiçi olma isteği
- Sosyal medya araçlarının yoğun olarak kullanımı
- Sosyal ortamlarda bile sosyal ağlara odaklanma
- Yüz yüze iletişim kurmaktan uzaklaşma
- Gündelik hayatın ve sosyal ilişkilerin zedelenmesi
- İnternet bağlantısı olmadığında veya sosyal medyadan uzak kalınca huzursuz ve yoksunluk hissetme
- Yaşamın her anını ve tüm aktiviteleri sosyal ağlarda paylaşma isteği
- Sosyal medyada takip edilen kişilerle kendi hayatını karşılaştırma dürtüsü
Bu belirtilerden birkaçının gözlemlenmesi sosyal medya bağımlılığına işaret edebilmektedir. Sosyal medya önemli bir haber ve bilgi alma-yayma aracıdır. Fakat, aşırı kullanımı bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Sosyal medya bağımlılığı; bilişsel, duyuşsal ve davranışsal süreçler ile gelişerek kişinin hayatındaki özel, iş, akademik, sosyal alan gibi günlük yaşamının pek çok alanında meşguliyet, duygu durum düzenleme, tekrarlama ve çatışma gibi problemlere yol açan bir sorundur.

Ergenlerde Sosyal Medya Bağımlılığı
Kimlik kazanımı sürecinde zorlanan ergenler, geçici bir süre için bile olsa sosyal medyayı gerçek kimliklerinden ve sorumluluklarından kaçmaya yardımcı olarak görebilmektedir. Sosyal medyayı en çok kullanan yaş grubunun ergenler olması pek çok araştırma ile kanıtlanmıştır. En önemli sebeplerinden birisi ergenlerin eğlenme ve iletişim kurma isteğinin ön planda olmasıdır. Gündemi takip etme ve haberdar olma isteği, gruplara katılma isteği, farklı kullanıcılarla iletişim kurma ve kişisel yardım alma isteği gibi farklı amaçlar da olabilmektedir.
Ergenlerin sanal mecrada oluşturdukları ‘‘sanal kimlik’’; aslında oldukları değil, bu dönemde olmak istedikleri kişiliklerdir. Ergenler bu sanal kimlik fırsatını kullanarak ‘‘ideal kimliklerini’’ ortaya koyarlar. Ancak teknolojik olarak sosyal medyada edindikleri deneyimleri gerçek yaşama aktarmaları hiçte kolay olmaz ve bu durum ergenleri psikolojik olarak kırılgan hale getirirken, gerçeklik ve sanal algılarında bir karmaşıklık yaratabilir.
Ergenlik döneminde sosyal onay ve akran kabulü bireyin dönemsel önceliklerinde ön plandadır. Sosyal medya kullanımı ise elektronik posta göndermek ya da almak, anlık mesajlaşmak, sohbet odaları gibi çevrimiçinde olmayı sağlayan uygulamalarla bu önceliklerini karşılamaktadır.
Ergenlerdeki Sosyal Medya Bağımlılığının Etkileri
Sosyal medya bağımlılığına sahip ergenler, genellikle sahip oldukları bu bağımlılığı inkâr ederler. Ergenlerdeki bu sorunu ilk fark edenler genellikle aileler ve yakın arkadaşları olur. Bağımlılığın en önemli bileşeni aile ile çatışmadır. Ergenler; internet kullanımlarını gizlediklerinde, zaman kısıtlamalarına uymadıklarında, arkadaş ya da diğer ortamlardan soyutlandıklarında ya da bu konuyla ilgili yalan söylediklerinde çatışma ortaya çıkar.
En belirgin etki işlevsellikte oluşan bozulmalardır. Akademik başarıda, sosyal iletişimde ve sorumlulukların yerine getirilmesinde bozulmalar gözlemlenir. Bireyin gün boyunca sosyal medya platformlarını düşünmesi, sanal ortamdan ayrılamaması, ayrılsa bile işine odaklanamaması, sosyal medyadan kaynaklı oluşan yalnızlık ve huzursuzluk duygusu belirgin yaşanır. Sürekli sosyal ağlarda vakit geçirmesi uyku sorunu yaşamasına davetiye çıkartabilir.
Ergen, sahip olduğu olumsuz duygularından kaçarak sosyal medyaya girer ve rahatlama yaşar. Bu rahatlama durumuna karşı bir bağımlılık geliştirebilir. Bağımlılık oluştuktan sonra, kendi duygularından kopuk yaşamanın aracı olarak sosyal medyayı kullanırlar. Bu sosyal ağları durdurmaları sonucundaysa kaygı haline girebilirler.
Sosyal medya bağımlıları çevrimdışıyken, gerçek ortamdayken dahi çevrimiçi olmayı arzular. Bağımlı ergenin gerçek ilişkisindeki kişiler bu durumdan rahatsız olurlar. İlişkiler zedelenir ve son bulabilir.
Sosyal medya kullanımına basit sınırlamalar getirmek, sosyal medya bağımlılığının çözümü için yeterli olmayabilir. Araştırmalar sosyal medya bağımlılığının altında yatan en önemli olgunun sosyalleşme ihtiyacının olduğunu belirtmektedir. Bu konudaki bağımlılığın sebebi ise ergenlerin baş edemedikleri ve kurtulmak istedikleri problemlerden kaynaklandığını belirtilir. Sosyal medya bağımlılığı sadece davranışsal bağımlılık değildir. Ebeveynlere ve öğretmenlere, sosyal medya bağımlılığı olan ergenin psikolojik sağlığına dikkat etmelerini gerektiren sinyaller vermektedir.
Yetişkinlerde Sosyal Medya Bağımlılığı
Sosyal medya bağımlılığında orta yaş ve üstü bireylerde oldukça önemli bir kısmı bağımlılığa yakın olduğu halde, durumun bilincinde değildir. Çoğunlukla emekli olan, stresli hayatlara sahip olan ve sevdikleri uzakta olan bireyler sosyal medyayı tabiri caiz ise sığınılacak bir liman gibi görmektedir. Özellikle yalnız olan bireylerin sosyal medya bağımlılığına daha yatkın olduğu söylenebilir. Evli olan ve çocukları, torunları, arkadaşları uzakta olan bireyler eşleri yanlarında olsa da sosyal medya ortamında gereğinden fazla vakit geçirip, geçen vakti çoğu zaman fark edememektedirler. Bunun nedeni gelişmeleri takip edecekleri başka bir ortamın olmamasıdır. Boşanmış yetişkinlerin, evli yetişkinlere göre daha fazla sosyal medya bağımlısı olduğu gözlemlenmektedir.
Yetişkinlerde psikolojik esneklik ve problem çözme becerileri düzeyi arttıkça sosyal medya bağımlılığı düzeyinin de azaldığı sonucu elde edilmiştir. Bu doğrultuda yetişkinlerin sosyal medya bağımlılığını azaltmada onların psikolojik esneklik ve problem çözme becerileri düzeylerini artıracak çalışmalara yer verilebilir.

Biz Neler Yapıyoruz
Sosyal medya bağımlılığında uygulanan psikolojik tedaviler, merkezimizde alanında eğitimli ve deneyimli olan psikologlarımız tarafından uygulanır. Melius Psikoloji Merkezine sosyal medya bağımlılığı belirtileri ile başvuran danışanlara, uzmanlarımız kişiye özel ayrıntılı değerlendirmelerini yaptıktan sonra bilimsel kanıt temelli yaklaşımlarla ruh sağlığı hizmeti sunar. Sosyal medya bağımlılığı belirtileri gösteren kişilere etkili bir biçimde yardımcı olabilmek için sizleri Melius Psikoloji Merkezine bekliyoruz.
Psikolog ve Aile Danışmanı
Sosyal Medya Platformlarımız
.